GÜNDEM: KILAVUZ KAPTAN
-
Toplam kalite.
-
EFQM mükemmellik modeli.
-
Kağıtsız ofis.
-
Dijital dönüşüm.
İş yaşamının 90'lı yıllardan günümüze kadar gelen sürecini herhalde bu kavramlarla anlatabiliriz. İş dünyasının 90'lı yıllardaki temel motivasyonu verimlilik artışıydı. İşletmeler sağladıkları ürün ve hizmetleri daha uygun maliyet ve müşterilerini daha çok mutlu edecek yüksek kalite ile nasıl üreteceklerine odaklanmışlardı. İşte toplam kalite, kalite çemberleri ve EFQM mükemmellik modeli yaklaşımları bu arayışın ürünü olarak gelişti.
Aynı dönem teknoloji alanında, özellikle bilgi teknolojileri alanında yaşanan hızlı değişim işletmelerin iş süreçlerinde daha çok bilgisayar ve yazılım kullanmasını sağladı. Bu durum hızlı bir şekilde iş süreçlerini etkiledi. Kurumun içindeki iletişimden, işletmenin müşteri ve tedarikçileri ile yürüttüğü iletişime kadar bir çok işin yapılış hızı arttı. İnternet kullanımının yaygınlaşmasıyla bu gelişim daha da hızlandı. Daha önce kağıt, kalem, defter kullanılan bir çok iş sürecinde akış elektronik ortamda gerçekleşmeye başladı. Kağıtsız ofis teknoloji kullanımını artıran bir çok şirketin sloganı haline geldi.
İşte bütün bu gelişmeler bugünün gündemi olan “dijital dönüşüm” kavramının öncüleriydi. Bugün gündemde olan dijital dönüşüm sürecinin de temel amacı verimliliği artırmak. Yaptığımız bir işi daha hızlı, daha iyi nasıl yapabiliriz; müşterimizi nasıl daha fazla mutlu kılabiliriz; kaliteyi artırırken maliyetleri nasıl düşürebiliriz? Dijital dönüşüm çabasının cevap aradığı sorular bunlar. Gördüğümüz üzere aslında sorular değişmiyor.
Dijital dönüşüm gereğini önümüze koyan en temel dinamik bilgi teknolojilerinde yaşanan olağanüstü gelişme. İnternetin artık günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası olması, sosyal medyanın yaşamımızın önemli bir zamanını alması iş dünyası için değişimi gerekli kıldı. Bu gereklilik hem bir fırsatı değerlendirme, hem de bir riskten korunma anlamında karşımıza çıktı. Fırsat; çünkü teknolojinin gelişimiyle ortaya çıkan imkanlar işletmeler için işi daha iyi yapmak yolunda büyük yararlar sağlıyor. Risk; çünkü bu gelişime ayak uyduramayan işletmelerin hayatta kalma şansı artık söz konusu olamıyor.
Bugün dijital dönüşüm süreci bir işletme için 90'lı yılların gündemi olan toplam kalite ve kağıtsız ofis hedeflerini de içine alıyor. İşin neredeyse her sürecinde bilgi teknolojisini daha yoğun kullanmak; 90'lı yılların olmazsa olmazı olan ERP, CRM, iş akışı uygulamaları gibi teknoloji çözümlerine sahip olma gerekliliğinin yanına; bulut teknolojisi, web bazlı uygulamalar, e-ticaret uygulamaları, mobil uygulamalar, sosyal medyada varolma gibi gereklilikler ekleniyor.
Dönüşüm sadece teknolojiye yatırım yapmakla gerçekleşmiyor. İş süreçlerinin teknoloji kullanımı ile yeniden tanımlanması ve süreçte görev alan insan kaynağının da bu dönüşüme uyumlu hale gelmesi zorunlu oluyor. Bu iki önemli nokta büyük bir özenle ele alınmaz ise, işte o zaman dijital dönüşüm hedefiyle çıkılan yol, işletme için büyük bir hezimete dönüşüyor. Bu nedenle dijital dönüşüm olgusuna yalnızca “bastırırız parayı, alırız en yeni teknolojiyi; olur biter” diye bakmamak gerekiyor. Evet, sürecin en önemli unsuru bilgi teknolojilerine yatırım yapmak. Ama bunun tek başına yeterli olmadığı ve sürecin doğru bir analizle ele alınıp, diğer önemli bir dinamiğin, insan kaynağının da bu dönüşüme uyumlu ve uygun hale gelmesinin başarı için belirleyici olduğu açık bir gerçeklik olarak önümüzde duruyor.
Dijital dönüşümün dikkatle ele almamız gereken bir yanı ise bilgi güvenliği alanıdır. Teknoloji kullanımının işin bütün alanlarına yaygınlaşması, işletmeleri bilgi güvenliği risklerine daha açık hale getirmektedir. Dolayısıyla bilgi güvenliği önlemlerinin yeterli düzeyde alınması gereklidir. Aksi durumda, dijital dönüşüm hedeflerini yerine getiremeyeceğimiz gibi, işimize büyük zararlar verebilecek olumsuzluklar yaşayabiliriz.
Bir diğer nokta ise, dijital dönüşümün bir kez gerçekleştirilecek bir proje olarak görülmesi yanlışıdır. Dijital dönüşüm, işletmenin bilgi teknolojilerini bütün iş süreçlerine yaygınlaştırmasıyla biten bir olgu değildir. Sürekli bir dönüşüm döngüsüdür. Çünkü artık teknoloji, özellikle de bilgi teknolojileri sürekli değişmekte ve gelişmektedir. Teknolojideki bu değişim ve gelişim; teknoloji kullanımını işin yapılmasının temeline koyduğumuz bir mekanizmanın da sürekli değişimini ve dönüşümünü gerekli kılar. Dolayısıyla dijital dönüşüm süreçleri; dönüşümü süreklileştirecek becerileri kurumlara sağlayabilmelidir.
İşte tam da bu noktada, kurumlar için dijital dönüşüm sürecinde birlikte çalıştıkları iş ortaklarının ne kadar önemli olduğu gerçeğiyle yüz yüze kalırız. Kurumun dijital dönüşüm ihtiyaçlarını tam olarak anlamak, uygun teknoloji çözümlerini doğru bir şekilde önermek, sürecin gerektirdiği işleri yaparken uyumlu ve verimli olmak seçmemiz gereken iş ortaklarının sahip olması gereken en temel özelliklerdir. Bu gereklilik başarı için kaçınılmazdır. Doğru iş ortakları ile çalışmadığımız zaman, sadece parayı boşa harcamış olmakla kalmayız; aynı zamanda dönüşümü sağlayamadığımız durum için söz konusu olan riskin olumsuz sonuçlarıyla yüzleşiriz. Dijital dönüşüm sürecindeki iş ortakları, bugün işletmeler için gerçek anlamda bir paydaş, dijital dönüşüm yolculuğunun KILAVUZ KAPTANI olmak zorundadır.
BİLGİ BİRİKİM SİSTEMLERİ; değerli müşterilerimizin dijital dönüşüm süreçlerinde aldığı görevleri yerine getirirken bu bilinçle çalışmaktadır. Yolculuğun başarıyla devam etmesi, fırtınalı dönemlerin getirdiği aşılamaz dalgalara rağmen geminin hasarsız bir şekilde yol alması için aynı bir KILAVUZ KAPTAN ciddiyeti ve özeni ile müşterilerine hizmet etmektedir. Geniş ürün ve çözüm portföyü; önemli teknoloji üreticileriyle yürüttüğümüz çözüm ortaklıklarımız kılavuz kaptan görevini yerine getirirken sahip olduğumuz en önemli gücümüzdür.
Tüm dostlarıma dijital dönüşüm yolculuklarında keyifli bir seyir dilerim.
Bekir Alp Sayın
Genel Müdür