Başarı HikayeleriBaşarı Hikayeleri
Hakkımızda | Başarı Hikayeleri |
Unifree'nin Dijital Dönüşümü
İlham Aldığımız ve Bizi Motive Eden Yükselen Değerlerimiz

Unifree'nin Dijital Dönüşümü

Unifree'nin İstanbul Havalimanı Vizyonu: Sıfırdan Zirveye Bir Dijital Dönüşüm Başarı Hikayesi
 

Dünyanın En Büyük Duty Free Alanını Dijitalleştirmek

Unifree'nin İstanbul Havalimanı'nda sıfırdan hayata geçirdiği dijital dönüşüm projesi, perakende sektöründe teknoloji ve vizyonun birleştiğinde nelerin başarılabileceğine dair çarpıcı bir örnek teşkil etmektedir. Bu başarı hikayesi, dünyanın en büyük duty free alanını sadece inşa etmekle kalmayıp, aynı zamanda onu uçtan uca dijital, güvenli ve müşteri odaklı bir deneyim merkezine dönüştürme sürecini ele almaktadır. Unifree IT Direktörü Osman Ayhan'ın liderliğinde, boş bir araziden küresel bir operasyon merkezine uzanan bu yolculuk, hem teknolojik cüretkarlığı hem de operasyonel mükemmelliyetçiliği bir araya getiren iddialı bir girişimin öyküsüdür.
 
Unifree, Türkiye seyahat perakendeciliğindeki 35 yıllık köklü tecrübesini, ortağı Gebr. Heinemann'ın 135 yıllık uluslararası deneyimiyle birleştirerek Ocak 2015'te İstanbul Havalimanı'nın duty free alanlarını 25 yıllığına kiralama hakkını kazanmıştır. Bu stratejik adım, şirketin sektördeki derin birikimini ve geleceğe yönelik vizyonunu ortaya koymaktadır.
 
Şirketin operasyonel gücü sadece İstanbul Havalimanı ile sınırlı değildir. Unifree, TAV ile ortaklaşa kurduğu iştiraki ATU aracılığıyla 9 farklı ülkede, 24 havalimanında toplam 134 duty free mağazası işleterek küresel ölçekte adından söz ettirmektedir. Bu geniş ağ, İstanbul'daki dev projenin arkasındaki kurumsal gücü ve operasyonel yetkinliği kanıtlar niteliktedir.
 

Vizyon ve Meydan Okuma: Boş Bir Araziden Küresel Bir Merkeze

Unifree'nin vizyonu, mevcut bir yapıyı modernize etmekten çok daha radikaldi: sıfırdan, yani "greenfield" bir alanda, geleceğin perakende deneyimini tasarlamak. Bu durum, bir yandan kısıtlamalardan arınmış bir tasarım özgürlüğü sunarken, diğer yandan da havalimanı gibi kritik bir ekosistemin tüm altyapısal karmaşıklığını tek başına üstlenme gibi devasa bir operasyonel meydan okuma anlamına geliyordu.
 
Unifree IT Direktörü Osman Ayhan, projenin başlangıç koşullarının altını çiziyor: alanlar kendilerine tamamen boş teslim edilmişti. Bu, Unifree'nin sadece mağaza konseptini değil; inşaat, mekanik ve elektrik dahil olmak üzere tüm temel altyapıları da kendisinin tasarlayıp hayata geçirmesi anlamına geliyordu. 100 bin metrekarelik bu devasa alanın tüm dijital omurgası, 1,5 yıllık titiz planlama ve 1 yıllık zorlu şantiye koşullarında sıfırdan inşa edildi.
 
Projenin ölçeğini ve Unifree'nin sorumluluk alanının büyüklüğünü rakamlar daha net bir şekilde ortaya koymaktadır:
  • Toplam Yatırım: Yarısı öz sermaye ile karşılanan 1,2 milyar TL
  • İstihdam: Yaklaşık 3.000 kişi
  • Operasyon Alanı: Toplam 100 bin metrekare (45 bin m² ana mağaza, 17 bin m² kiralanan mağaza, 33 bin m² depo, 5 bin m² ofis)
 
Bu devasa fiziksel operasyonu ayakta tutan ve geleceğe taşıyacak olan dijital altyapının nasıl bir stratejiyle tasarlandığı, projenin en kritik başarı faktörlerinden birini oluşturmaktadır.
 

Projenin Temelleri: Stratejik ve Ölçeklenebilir Altyapı Tasarımı

Böylesine büyük ölçekli ve kesintisiz çalışması gereken bir operasyonun başarısı, görünmeyen ancak hayati öneme sahip olan fiziksel ve dijital altyapının sağlamlığına bağlıdır. Unifree'nin altyapı tasarım felsefesi, sadece bugünün ihtiyaçlarını karşılamakla kalmayıp, 25 yıllık bir vizyonla gelecekteki teknolojik değişimlere ve operasyonel büyümeye de uyum sağlayabilecek esnek ve ölçeklenebilir bir yapı kurmaktı. Amaç, gelecekte ortaya çıkabilecek yeni ihtiyaçlar için tekrar büyük altyapı yatırımları yapma zorunluluğunu ortadan kaldırmaktı.
 
Osman Ayhan, bu uzun vadeli vizyonu şu şekilde ifade etmektedir:
Öyle bir IT sistem alt yapısı dizayn edelim ki, yeni bir ihtiyaç olduğunda altyapıya dair server, storage, network benzeri yeni bir kurulum ihtiyacı olmadan bu büyümeye ayak uydurabilelim.


Bu vizyon doğrultusunda kurulan devasa altyapının temel bileşenleri, projenin ölçeğini gözler önüne sermektedir:
  • Fiziksel Ağ: İstanbul-Ankara gidiş-dönüş mesafesine eşdeğer, toplam 1 milyon metre bakır ve fiber optik kablolama.
  • Veri Merkezleri ve Sistem Odaları: Tam yedekli (aktif-aktif) çalışan 2 ana veri merkezi ve birbirine bağlı 49 adet IT sistem odası.
  • Ağ Kapasitesi: 10.000'den fazla network portu.
  • Veri Depolama: Toplam 2 Petabyte depolama alanı.
  • Operasyonel Uç Noktalar: 163 adet POS kasa sistemi.
 
Altyapının kesintisiz çalışmasını sağlamak için proaktif bir yönetim anlayışı benimsenmiştir. Bu amaçla kurulan SOC (System Operation Center) ve NOC (Network Operation Center) birimleri, tüm sistemleri 7/24 gözlemleyerek olası sorunları iş birimleri etkilenmeden tespit edip hızla çözüme kavuşturmaktadır. Bu proaktif izleme mekanizması, potansiyel bir sistem arızasının milyonlarca liralık satış kaybına veya müşteri memnuniyetsizliğine yol açmasını engelleyen kritik bir sigorta görevi görmektedir.
 
Ancak böylesine güçlü bir altyapı, aynı zamanda sofistike güvenlik önlemleri gerektirir. Projenin güvenlik felsefesi, bu sağlam temeller üzerine çok katmanlı bir koruma kalkanı inşa etmeyi hedeflemiştir.
 

Güvenlik Felsefesi: Proaktif ve Çok Katmanlı Bir Koruma Kalkanı

İstanbul Havalimanı gibi milyonlarca insanın geçtiği, yüksek profilli ve halka açık bir operasyon merkezinde IT güvenliği, reaktif bir yaklaşımla ele alınamaz. Unifree'nin benimsediği güvenlik felsefesi, sorunlar ortaya çıktıktan sonra çözüm aramak yerine, potansiyel tehditleri öngören, proaktif ve tabiri caizse "ofansif" bir zihniyete dayanmaktadır. Fiziksel ve siber güvenlik, birbirinden ayrı iki disiplin olarak değil, birbirini tamamlayan tek bir bütün olarak ele alınmış ve bu konuda hiçbir taviz verilmemiştir.
 
Osman Ayhan, bu proaktif güvenlik anlayışını net bir şekilde ortaya koymaktadır:
Biz ‘sistemlerimize bir gün bir şey olur mu?' diye düşünen tarafta olamayız. Sistemlerimizi her gün proaktif bir şekilde kontrol etmek durumundayız.
 
Bu felsefeyle hayata geçirilen çok katmanlı güvenlik yaklaşımı, hem fiziksel hem de dijital dünyada koruma sağlamaktadır.

Fiziksel Güvenlik Önlemleri:
  • Sistemlerin kalbi olan IT odalarına girişler, parmak izi tanıma ve kartlı geçiş gibi çift katmanlı kimlik doğrulama sistemleriyle korunmaktadır.
  • Mağaza, ofis ve depo alanları, Unifree ekibi tarafından kurulan ve 7/24 izleme yapan bir CCTV sistemiyle denetlenmektedir. Bu sistem, yapay zeka desteğiyle çalışarak, tanımlanmış alanlarda izinsiz bir hareketlilik algıladığında güvenlik ekibine anında pop-up alarmlar üretmekte ve en yakın kamerayı olayın yaşandığı noktaya odaklamaktadır.
Siber ve Ağ Güvenliği Önlemleri:
  • Unifree envanterindeki tüm donanımların (POS cihazları, kameralar, bilgisayarlar vb.) ağ üzerinde hangi bölgelere (zone) erişebileceği önceden tanımlanmıştır. Bir cihaz, yetkisi olmayan bir alana erişmeye çalıştığında sistem tarafından otomatik olarak engellenir.
  • Halka açık alanlarda sisteme dışarıdan yetkisiz bir cihazın bağlanmasını önlemek amacıyla, son derece sofistike bir NAC (Network Access Control) uygulaması devreye alınmıştır. Bu, yalnızca bir siber güvenlik önlemi değil, aynı zamanda Unifree markasının ve müşteri verilerinin güvenilirliğini koruyan, havalimanı otoritesi ve yolcular nezdinde itibarını pekiştiren stratejik bir yatırımdır.
 
Bu sağlam ve güvenli altyapı, yalnızca operasyonları korumakla kalmaz, aynı zamanda müşteri deneyimini zenginleştiren yenilikçi uygulamaların hayata geçirilmesi için de güvenilir bir zemin hazırlar.
 

Teknolojiyi Deneyime Dönüştürmek: İnovasyon ve Müşteri Memnuniyeti

Modern havalimanı perakendeciliğinde rekabet, yalnızca ürün çeşitliliğiyle değil, yolcunun kısıtlı zamanını ne kadar verimli ve keyifli bir deneyime dönüştürebildiğiyle kazanılır. Unifree'nin stratejisi, kurduğu sağlam teknoloji altyapısını bir maliyet merkezi olmaktan çıkarıp, doğrudan müşteri memnuniyeti ve ciro artışı sağlayan bir inovasyon motoruna dönüştürmektir.
 
Yolcu deneyimini farklılaştıran dijital ve inovatif uygulamalar, bu vizyonun somut yansımalarıdır:
  • Artırılmış Gerçeklik (AR): Yolcular, özellikle makyaj ve kozmetik ürünlerini satın almadan önce hem fiziksel olarak hem de artırılmış gerçeklik uygulamaları aracılığıyla kendi üzerlerinde sanal olarak deneyimleme imkanına sahiptir.
  • ‘Retail Solutions' Projesi: Mağaza içi müşteri sayısı, sıcaklık haritaları ve kasa kuyruklarını anlık takip ederek, gerektiğinde yeni kasa açılmasını veya personel planlaması yapılmasını sağlayan akıllı sistem.
  • Ön Sipariş Sistemleri: Lounge alanlarındaki tabletler aracılığıyla yolcuların sipariş verip ürünlerini hızlıca teslim almalarını sağlayan kolaylık.
  • Dijital Ekranlar (Digital Signage): Mağaza cephelerinde ve iç alanlarda bulunan, toplam 800 metrekarelik dinamik içerikli LED ekranların yarattığı görsel etki.
  • İnteraktif Alanlar ve Robot Asistanlar: Yolcuların ürünler hakkında bilgi alabileceği interaktif alanlar ve robot asistanlar.
  • Teknoloji Mağazaları: Dünyanın önde gelen markalarının en yeni ürünlerinin sergilendiği özel konsept mağazalar.
 
Tüm bu teknolojik yeniliklerin arkasında, projenin başarısını mümkün kılan en önemli unsur olan insan faktörü ve doğru stratejik ortaklıklar yer almaktadır.
 

Başarının Mimarları: Ekip Ruhu ve Stratejik İş Ortaklığı

Böylesine büyük ve karmaşık bir projenin başarısı, yalnızca en son teknolojiye sahip olmakla değil, aynı zamanda bu teknolojiyi hayata geçirecek doğru ekibi kurmak ve vizyonu paylaşan doğru iş ortaklarını seçmekle mümkündür. Unifree IT Direktörü Osman Ayhan'ın liderlik anlayışı, takım çalışmasının gücüne olan inancı ve iş ortağı seçimindeki titizliği, projenin temel taşlarını oluşturmuştur.
 
Osman Ayhan, "Bireysel performansların, takımları küçük hedeflere ulaştırdığını, takım performanslarının ise büyük işlerin üstesinden gelmek için en doğru yöntem olduğunu" vurgulayarak, zorlu şantiye koşullarında kenetlenmeyi bilen, yenilikçi ve birbirine destek olan bir ekibin öneminin altını çizmektedir.
 
Bu yaklaşım, iş ortağı seçim sürecine de yansımıştır. Unifree, projelerinde en doğru teknoloji partnerini belirlemek için sadece fiyata odaklanan bir anlayış yerine, çok daha kapsamlı ve objektif bir puanlama sistemi kullanmıştır. Bu süreçte değerlendirilen temel kriterler şunlardır:
  • Entegratör firmanın tecrübesi ve referansları
  • Proje yönetim metodolojisine hakimiyeti
  • Teknik yeterlilik ve sertifikalı çalışan sayısı
  • Teklif edilen ürünün siber güvenlik kriterlerine uygunluğu
 
Bu titiz değerlendirme sürecinin sonunda, projenin en kritik bileşenlerinden biri olan Server & Storage ihalesini Bilgi Birikim Sistemleri (BBS) kazanmıştır. BBS, Unifree'nin sanallaştırma odaklı topolojisine en uygun çözümü sunarak öne çıkmıştır. Bu çözüm; DELL EMC donanımları, VMware sanallaştırma katmanı (güvenlik için NSX ve uygulama sanallaştırması için Horizon dahil) ve hyper-converged sistemlerle uyumlu yapısıyla ihaleyi kazanmıştır.
 
Osman Ayhan ve ekibi için bu proje, bir işten çok daha fazlasıydı. Henüz inşaat halindeki bir havalimanında, vinçlerin ve traktörlerin arasında, sıfırdan bir teknoloji imparatorluğu kurmanın yarattığı heyecan ve gururu, projenin en büyük motivasyon kaynağı olmuştur.
 

Sonuç: Geleceğe Yönelik Bir Miras

Unifree'nin İstanbul Havalimanı'ndaki dijital dönüşüm projesi, sonuçları itibarıyla sadece dünyanın en büyük duty free alanını hayata geçirmekle kalmamış, aynı zamanda teknoloji entegrasyonu, proaktif güvenlik anlayışı ve müşteri deneyimi tasarımı konularında sektöre yeni standartlar getirmiştir. Sıfırdan başlanarak, 25 yıllık bir vizyonla inşa edilen bu yapı, hem bugünün hem de geleceğin ihtiyaçlarına cevap verebilecek esnek ve ölçeklenebilir bir temel üzerine kurulmuştur.
 
Bu proje, basit bir IT altyapı kurulumunun çok ötesinde bir anlam taşımaktadır. Türkiye'nin en büyük yatırımlarından birinin kalbinde yer alan, cesur bir vizyonun, adanmış bir ekibin ve doğru stratejik ortaklıkların birleşimiyle ortaya çıkan bir başarı anıtıdır. Osman Ayhan'ın da vurguladığı gibi, altyapının gelecekteki teknolojik gelişmelere ve operasyonel ihtiyaçlara sorunsuz bir şekilde uyum sağlayacak şekilde tasarlanması, bu projenin en büyük mirasıdır. Bu nedenle, İstanbul Havalimanı'nda hayata geçirilen bu eser, Unifree için önümüzdeki çeyrek asır boyunca sürecek bir inovasyon yolculuğunun sadece başlangıcıdır.